TÖRE Mİ? KANUN MU?
$128 MİLYAR NEREDE?
Ülkemizde bunun çelişkisi yaşıyoruz maalesef töre kanundan ağır basıyor çünkü kanunlarımızın bir yaptırıcılığı bulunmamaktadır. AKP, iktidarında başta RTE olmak üzere diğer yöneticilerin (Kadın Milletvekilleri olmasına rağmen) kadınları aşağılamaları, 2. sınıf vatandaş görmeleri "Kadın Cinayetlerini" kat kat arttırdı. Sizi rakamlara boğmak istemem, isteyenler bunu Google'dan kolayca bulabilirler. Türkiye'de cinayetlerden önce ev içi şiddetin doğal karşılanmasıdır. Kadın, dayak yedikten sonra yakınlarından, ailesinden destek bekliyor ama hem yakınları hem de ailesi kocasının tarafını tutunca, kanunlar yetersiz kalınca kaderimdir diye susuyor. Kanunlar Avrupa ve ABD'deki gibi sert kararlar verirse kocanın o kalkan eli düşünür. " Ben döversem içeride ne yaparım? Bunun sonucunda hapiste sürünürüm" diye bir korkusu olur ama ülkemizde dayak atan koca mahkemeye çıkmadan karakolda serbest kalıyor. Mantığa bakar mısınız? Kadının her tarafı morarmış karakolda barışın gidin diyorlar ve sonrasında bu dayaklar tekrarlanıyor, ne yazık ki cinayetle de son buluyor. Kanun olarak sen döven kocaya ağır bir ceza ver, bakalım aile içinde şiddet olacak mı? Cinayet olacak mı? Dayak atan kocaya cezalar ağır olursa buna bağlı kadın cinayetleri de dramatik biçimde azalacaktır. Kanun, sadece dayak olayına ağırlığını verdiği kadar kadın cinayetlerinde de aynı görevi görmelidir. RTE'nin öncelik yapıp ve ilk ayrılan olduğumuz "İstanbul Sözleşmesine" tekrar dönmeliyiz sadece bu sözleşmede yeterli değildir ama kadına nasıl baktığımızın bir göstergesidir.
KADINLARDAN UTANARAK VE ÖZÜR DİLEYEREK YAZIYORUM AMA GELİŞMİŞ ÜLKELERDE HAYVANA VERİLEN HAKLAR, ÜLKEMİZDE KADINA VERİLEN HAKLARDAN DAHA FAZLA.
