ÇOK PARTİLİ HAYAT-3
Askeri darbeden fesih edilen partilerin yerine politika hayatımıza ancak Milli Güvenlik Konseyi'nin onayladığı partilerle yine kör topal Demokrasimize geri döndük. 1983 yılında yapılan Genel Seçimlerde ABD'nin has adamı Turgut Özal'ın kurduğu Anavatan Partisi tek başına iktidara geldi. Turgut Özal, ABD'de Merkez Bankasında çalışıp Türkiye'ye dönünce kısa süre Sabancı Holding'de çalıştıktan sonra Demirel'in isteğiyle DPT müsteşarı olmuştur. Darbeden sonra kurulan hükümette Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcılığına gelen Özal 1982 yılında bu görevinden istifa edip EMİR almak için ABD'ye gidip parti kurması emirini aldıktan sonra "ANAVATAN PARTİSİ"'Nİ kurar ve yukarıda bahsettiğim gibi tek başına iktidara gelir. Turgut Özal, iktidara gelir gelmez tarikatların önünü sonuna kadar açıp, bunların ticarete atılmasını sağlamıştır ve bu yolla özellikle Fethullahçılar ticaretin bütün sektörlerine girerek maddi olarak gücüne güç katmışlardır. Bundan sonra Fethullahçılar para getirecek olan eğitim ve sağlık sektörüne girip Türkiye'nin her tarafına ahtapot gibi yayılmışlardır. Özal'ın Cumhurbaşkanlığı sırasında ondan aldıkları referans mektuplarıyla yurt dışında okul açmaya başlamışlardır. Fethullahçılar sadece özelde değil kamuda da her yere yayıldılar. "Adliye, Harbiye ve Hariciye " hedefleri olan Fethullahçıların iki yolda önlerini açıp askeriye sızmalarını 1986'da sağlamış ve Fethullahçılar bu tarihten sonra askeriyede güçlerine güç katıp zamanla adeta Ordu'nun her kademesinde yer almışlardır. Turgut Özal, zamanında 1986 tarihinde Çernobil Nükleer Santralı patlamasından sonra radyasyonun Karadeniz'e geldiği uyarılarına rağmen patlamadan sonra Karadeniz'de yetişen fındık ve çayı Türkiye'ye yedirip içirmiştir. Özal, zamanında Doğu ve Güneydoğu'da sol partilerin gücünü kırmak için Bölgesel parti kimliğinde Kürt Milliyetçiliğine dayalı parti kurdurdu ve isimler farklı olsa da bu parti hala siyasi hayatımızdadır. Özal'ın yaptığı kötülüklerin en önemlisi Türkiye'nin başına "BAŞÖRTÜSÜ" belasını getirmiş ve bu yara 2002'de iktidara gelen RTE zamanında kendi kafasınca çözülmüş ama bence hala devam etmektedir. Özal, zamanında Türkiye'de ahlak sistem tamamen çökmüştür. "Çalışmadan üretmeden zengin" olma düsturunu sahip olan insanların artması yüzünden günümüzde konuştuğumuz "MAFYA" olgusuyla tanıştık. Özal'ın Türkiye'ye yaptığı kötülüklerin başlı çalarını yazdım bununla ilgili kapsamlı yazımı ("HER YÖNÜYLE TURGUT ÖZAL DÖNEMİ" 07/10/2020) okuyabilirsiniz. Özal, Türkiye'nin gündeminden 1993 yılında vefat edince düşmüş ve Türkiye için onun ölmesi son derece hayırlı olmuştur. ALLAH TÜRKİYE'Yİ büyük bir beladan kurtarmıştır. Özal terki diyar edince 1991 yılında SHP ile koalisyon kuran ABD'nin yedekte tuttuğu Demirel başımıza Cumhurbaşkanı oldu. Demirel kendini Çankaya Köşküne attıktan sonra DYP başına ABD vatandaşı Tansu Çiller geçtikten sonra hem partisinin hem de kendi siyasi hayatını koalisyon ve inat uğruna ANAP'la birleşmediğinden sona erdirmiş aynı son Mesut Yılmaz'ı ve partisi için kaçınılmaz olmuştur. Necmettin Erbakan'da 3. partisi kapatılmış ve yasaklanmış 4.partisini kurmuştur. Bülent Ecevit, son kez Başbakanlığını 1999-2002 yapmış ve zamanında biriken grizu gibi biriken ekonomi olumsuzluklar patlamış, devalüasyon yaşamıştık ancak bu dönem o kriz dönemini mumla aratmaktadır. Objektif olmak gerekirse;
BÜTÜN SAĞ VE SOL PARTİLER RTE'Yİ BAŞIMIZA BECERİKSİZLİKLERİ YÜZÜNDEN BELA ETMİŞLERDİR.
